“Yalnız Değildim”

İstanbul Modern Sinema, Kanada sinemasından kimlik odaklı filmler sunuyor
“Yalnız Değildim”

İstanbul Modern Sinema, 17-27 Şubat tarihleri arasında Kanada Büyükelçiliği işbirliğiyle Kanada sinemasının son yıllarından kimlik odaklı filmleri “Yalnız Değildim” başlıklı bir programla sunuyor. Modern hayatın tanımladığı kimlik biçimleri, arayışları ve sancıları üzerine kurulu bu programda Woody Harrelson’ın oynadığı Muhafız’dan, katıldığı her festivalden ödülle dönen Annemi Öldürdüm’e uzanan altı film yer alıyor. Kanadalı yönetmen Xavier Dolan’ın 20 yaşında gerçekleştirdiği ve otobiyografik ögeler taşıyan, yapımcılığını ve başrol oyunculuğunu da üstlendiği Annemi Öldürdüm,  hem açık sözlü anlatımı hem de sinematografik ustalığıyla, Cannes Film Festivali’ndeki gösteriminin ardından büyük yankı uyandırmış ve dünya festivallerinden sayısız ödül kazanmıştı. Hint sinemasının tanınmış muhalif yönetmeni Deepa Mehta’nın sınıf, ırk ve cinsiyet ayrımının ötesinde törelerin ağırlığı, aile içi şiddet gibi temaları irdelediği, renkli ve fantastik öğelerle bezeli Yeryüzü Cenneti’nin başrol oyuncusu Preity Zinta, 2008 Chicago Film Festivali'nde “En İyi Kadın Oyuncu” seçilmişti. Kanada sinemasının önde gelen yönetmenlerinden Denys Arcand’ın Karanlığın Gölgesinde filmi keskin toplum eleştirisiyle,  pop star olma hayalleri kuran ve zamanla gerçekle bağlarını koparan Jean-Marc’ın hikâyesini keyifli bir kara komediye dönüştürüyor. Yönetmen Peter Stebbings, duruşu ve konusuyla Taksi Şoförü’ne yakın duran Muhafız’da Woody Harrelson’ın canlandırdığı, sıradan bir adamken kostüm giyerek kendini halkını korumaya adayan süper kahraman sanan Arthur Poppington’ın öyküsünü içten bir dramla aktarıyor. Yönetmen Sarah Polley’nin Toronto ve Sundance film festivallerinde gösterilen, 2008 yılında En İyi Uyarlama Senaryo, En İyi Kadın Oyuncu dallarında Oscar’a aday olan, Julie Christie’nin bu filmdeki rolüyle 65.Altın Küre Ödülleri’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandığı Ondan Uzakta, Alzheimer olan 44 yıllık evli Fiona’nın kocasıyla birlikte bu hastalıkla mücadelesini yansıtıyor. Yönetmen François Delisle, ilk filmi İki Kere Kadın ile kocasından şiddet gören bir kadının oğluyla birlikte yeni bir hayat kurma savaşını iz bırakan bir dramla sunuyor.

İki efsane! Chick Korea ve Gary Burton

31 Mart’ta CRR’de!
Modern caz dünyasının iki büyük ismi Chick Corea ve Gary Burton ender bir araya geldikleri düet projesini Cemal Reşit Rey Konser Salonu’na taşıyor. Yıllarca dillerden düşmeyecek bu konser 31 Mart Perşembe akşamı, saat 20.00’de!
16 Grammy Ödülü’ne sahip!
İspanyol  kökenli,16 Grammy Ödülüne sahip olan piyanist Chick Corea, caz tarihine damgasını 1968 tarihinde ilk üçlüsü, Miroslav Vitous ve Roy Haynes ile birlikte kaydettiği Now He Signs, Now He Subs adlı albümüyle vurdu.70’li yıllarda Circle adlı grubuyla avangard caz akımına da yaklaşan piyanist, en büyük süksesini Return to Forever grubuyla yaptı. 80’li yıllarda ise kurduğu electric band ile füzyon müziğine yeni bir soluk katarak, caz dünyasına Dave Weckl ve John Patitucci gibi iki büyük müzisyeni  armağan etti. Caz tarihine, My Spanish Heart, Windows, Spain, Matrix gibi müthiş eserler kazandıran Corea, aynı zamanda eşsiz bir klasik müzik yorumcusudur.
Yaşayan en büyük vibrafon sanatçısı!
Günümüzde yaşayan en büyük vibrafon sanatçılarından biri olan Gary Burton müzikal kariyerine 1964'te Stan Getz'in grubundaki performansıyla başlamıştır. 1968 yılında genç yaşında Down Beat Dergisi tarafından verilen yılın caz adamı ödülünü kazanmıştır. Kendi quartetında yetiştirdiği gitaristlerle de dikkat çeken Burton'un yanından Pat Metheny,Wolfgang Muthspiel, Kurt Rosenwinkel  gibi pek çok gitarist geçmiştir.
Chick Corea, Gary Burton birlikteliği 1972 yılında Ecm Records etiketiyle yayınlanan Crystal Silence albümüyle başladı.Albüm o kadar büyük yankı uyandırdı ki, i daha sonra Duet ve Zürih Konseri adında 2 çalışma yine Ecm Records etiketiyle yayınlandı. İkili bu muhteşem kaydın anısına 2008 yılında The New Crystal Silence adında bir albüm daha yayınladı. Albümün ilk bölümü Sidney Senfoni Orkestrası’yla birlikte Sidney Opera Salonu’nda kaydedildi, ikinci bölümü ise Molde Caz Festivali’ndeki düo performanstan oluşmaktadır.

“Dumanaltı Aşklar”

Selahattin Duman’ın köşe yazılarından derlenen, Hüseyin Avni Danyal’ın kahkaha dolu tek kişilik yeni tiyatro oyunu “Dumanaltı Aşklar”; Mart ayında da tiyatro severleri kahkahaya boğacak! Tiyatro Seyirlik ve AYSA Prodüksiyon Tiyatrosu ortaklığında sergilenen oyunun yönetmenliğini de usta oyuncu Hüseyin Avni Danyal üstleniyor.

“Dumanaltı Aşklar”; evlenme yolunda üç kez, son anda direkten dönen bir adamın dördüncü kez evlenmeye niyetlendiği gece, diğer müstakbel adayları hatırlamasıyla başlayan kahkaha dolu bir oyun. Dumanı tüten aşklar, dumansız kalan aşklar ve dumanaltı olan aşklar arasında komik bir hikaye anlatan “Dumanaltı Aşklar”; “Türk kadını” portresini her yönüyle ve mizahi bir dille ortaya koyuyor.

Ocak ayında gerçekleşen prömiyerinden bu yana yoğun ilgi gören “Dumanaltı Aşklar”; 1 Mart’ta Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi’nde, 4 Mart’ta Halkalı Kültür Merkezi’nde, 5 Mart’ta Ortaköy Afife Jale Sahnesi’nde, 8 Mart’ta Ankara Devlet Tiyatrosu Çayyolu Sahnesi’nde, 17 Mart’ta Ortaköy Afife Jale Sahnesi’nde, 19 Mart’ta Caddebostan Kültür Merkezi’nde (CKM), 25 Mart’ta Gemlik’te, 26 Mart’ta ise Kozyatağı Kültür Merkezi’nde sahnelenecek.

ANTONIO GADES TOPLULUĞU

EFSANE FLAMENKO DANSÇISI ANTONIO GADES'İN ADINI YAŞATAN VE UNUTULMAZ BAŞYAPITLARA İMZA ATAN ANTONIO GADES TOPLULUĞU KANLI DÜĞÜN VE SUITE FLAMENCA GÖSTERİLERİ İLE 5 MART'TA CRR'DE!

GENCO ERKAL SAHNEDE “KEREM GİBİ”!

GENCO ERKAL
SAHNEDE
 “KEREM GİBİ”!

Tiyatro duayeni Genco Erkal’ın, 35 yıllık Nâzım Hikmet serüvenini; belgesel, tiyatro ve şiiri buluşturarak tiyatro sahnesine taşıdığı “Kerem Gibi” adlı tek kişilik oyunu; Şubat ayı boyunca İstanbul’da sahnelenecek!

Uyarlamasını ve yönetmenliğini de Genco Erkal’ın üstlendiği, müziklerini ise başarılı müzisyen Fazıl Say’ın hazırladığı “Kerem Gibi”, Dostlar Tiyatrosu tarafından sahneye konuluyor. Mayıs 2010’dan bu yana sahnelenen oyun; 4-11-13 Şubat’ta Muammer Karaca Tiyatrosu’nda, 17 Şubat’ta Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde, 19 Şubat’ta Kozyatağı Kozi Kültür Merkezi’nde, 20 Şubat’ta Muammer Karaca Tiyatrosu’nda, 25 Şubat’ta ise Robert Kolej Suna Kıraç Tiyatrosu’nda izlenebilecek.

Genco Erkal’ın muhteşem performansıyla büyülediği tek kişilik oyun “Kerem Gibi”, Nâzım Hikmet’in şiirlerinden oluşuyor. Oyunda; 20. yüzyılın dünya ölçüsünde en büyük ozanlarından biri olan Nâzım Hikmet’in gençlik yılları, mahkumiyeti, hapishane yılları, açlık grevi, zorunlu sürgünlüğü, vatan hasreti, tüm dünyayı kucaklayan insan sevgisi, dünya barışı için mücadelesi, Kurtuluş Savaşı izlenimleri, belgesel bir filmle bütünleşerek şiirsel bir destana dönüşüyor.

Aynı zamanda Genco Erkal’ın Nâzım Hikmet’le yolculuğuna da tanıklık eden oyunda; 1975 yılında Nâzım Hikmet’in “Kerem Gibi” oyununu uyarlayan ve ülkemizde ilk şiir-tiyatro deneyimini gerçekleştiren sanatçının Nâzım Hikmet’le geçen 35 yıllık serüveninden etkinlik görüntüleri de yer alıyor.

Genco Erkal’ın Türkiye’den New York’a, Sydney’den Toronto’ya, Selanik’ten Berlin’e ve Paris’e uzan Nâzım çalışmalarının bir ürünü olan “Kerem Gibi”; Şubat ayı boyunca İstanbul’un çeşitli sahnelerinde sanatseverlerle buluşacak.


Bilet Fiyatları:       Tam                       25,00 TL
                                Öğretmen - Emekli            20,00 TL
                                Öğrenci                                15,00 TL


Hava Kararmadan... Before Dusk...

Hava Kararmadan... Before Dusk...


GÜL ILGAZ


10 Mart Mar - 9 Nisan Apr 2011




50. Venedik Bienali'nde Türkiye’yi temsil eden ve 1990'lı yılların başından bu yana İstanbul güncel sanat ortamının yanı sıra Berlin, Hamburg ve Londra gibi sanat metropollerinde katıldığı sergilerle adından söz ettiren Gül Ilgaz’ın ikinci kişisel sergisi 10 Mart - 09 Nisan arasında Daire Galeri'de izleyici ile buluşuyor.

Sanatçı, “Hava Kararmadan…” başlıklı sergisinde çoğunlukla gece çekilmiş fotoğraf ve video çalışmaları ile karşımıza çıkıyor. “Hava Kararmadan…” çoğumuzun çocukluğuna ait ortak bilinçaltımızdan seslenen bir deyiştir. Karanlık; bakışın ve görüşün kısıtlandığı bir konum olarak hepimize ait tedirgin edici bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Sanatçı bizi endişeye sevk eden bir bekleyişi sakin bir şekilde sunarken bir yandan da bu durum içinde dahi dengeyi bulma çabamızın altını çiziyor. Durumun karanlığı ile kendi karanlık taraflarımız arasında gidiş gelişler yaratarak izleyiciyi de sorgulamanın içine çekiyor. Kişisel karanlığımızla baş başa kaldığımızda hissettiğimiz gerçeklik duygusundan, bir sanatçının karanlık algılamasındaki ışığı da gözler önüne seren bu sergide mekan kullanımının sergiye katkısını izleyeceksiniz.

“Hava Kararmadan...” , 10 Mart - 9 Nisan 2011 tarihlerinde Salı - Cumartesi 11.00 - 19.00 arası DAİRE Tophane'de izlenebilir.
Açılış: 10 Mart Perşembe - 18.00 Yer: DAİRE Tophane
Sergi: “Hava Kararmadan...”
Sanatçı: Gül Ilgaz
Tarih: 10 Mart Mar- 9 Nisan Apr 2011
Adres: Boğazkesen Cad No:65D Tophane 34433 Beyoğlu İstanbul

“Dip: başka bir dünya”Resim Heykel Sergisi

Funda Tarakçıoğlu
“dip: başka birdünya” 
Resim Heykel Sergisi
16 Şubat – 13 Mart 2011
Niş Art Gallery Teşvikiye
Büyük mavinin diplerini mesken tutan canlıların dünyası çok uzaklarda başka bir diyardır bizler için. Belgesellerde bizi hayretlere düşüren muhteşemlikte, çizgi animasyon filmlerde renkli, hareketli ve eğlenceli bir dünyanın kapılarını açıp bizi içine alan “dip” diyarın başka bir anlatım biçimini de,  ressam heykeltıraş Funda Tarakçıoğlu izleyicisine sunuyor.
Onun Deniz Kızları istiridye kabukları ile dans ediyor, birbirleriyle şakalaşıyor, saklambaç oynuyorlar. Romantik Denizatları birbirlerine serenat yapıyor, diğer bir tarafta Bilge Denizatı dipte varoluşunun anlamını kendi içinde arıyor. Ya şu deniz kabuğuna ne demeli, diplerden kıyılara kadar tüm sesleri içine alıp besteliyor ve kulak kabartanlara sunuyor, eşlik ediyor yosunlar dalgalarla birlikte bir öyle bir böyle…. Öylesine derin bir uyum var ki -insan eli değmezse- sanki hiç bitmeyecekmiş gibi.
Funda Tarakçıoğlu “dip: başka bir dünya” sergisinde karışık teknik tuvalleri ve bronz heykelleri ile 16 Şubat- 13 Mart  tarihleri arasında Niş Art Gallery’de…
Açılışı 16 Şubat saat 17:00-20:00 arasında yapılacak olan sergi, 13 Mart’a kadar Pazar hariç diğer günlerde 10:00-19:00 saatleri arasında ziyaretçilere açık olacak.
Niş Art Gallery Ahmet Fetgari Sk. No:22 Teşvikiye İstanbul
T: 0212 232 88 48  -  0212 232 89 22
Açılış:  16 Şubat Çarşamba,  17:00 – 20:00

FADO'NUN GENÇ VE GÜZEL YILDIZI ANA MOURA 
7 MART'TA CEMAL REŞİT REY'DE!


“Rolling Stones grubunun solisti Mick Jagger ile aynı sahneyi paylaşan, 2007 yılında Amalia Rodrigues Vakfı tarafından verilen Fado'nun en büyük yıldızı ödülünü kucaklayan, Prince'in sesini ve şarkıcılığını öve öve bitiremediği Ana Moura, Portekiz'in geleneksel Fado müziğini, ayrılık, hasret ve aşk şarkılarını İstanbul'a getiriyor."

Ünlü Fado şarkıcısı Maria de Fe'nin bir yılbaşı partisinde güzel sesini keşfettiği geceden beri, yıldızı tüm dünyada parlayan Ana Moura, 2003 yılında yayınlanan ilk albümü “Guarda-me a Vida na Mão” ile kazandığı hayranlarının sayısını her geçen gün artırıyor. 2004 yılında ünlü New York Carnegie Hall’de sahne alan ilk Portekizli şarkıcı unvanını  henüz ikinci albümüyle elde eden Moura, kısa sürede Fransa’dan Çin’e kadar onlarca ülkede dünyanın en prestijli konser salonlarında sahne almaya başlamış genç bir Fado yıldızı. Başarısını kendi ülkesinde de 2007 yılında “Amalia Rodrigues Vakfı“ ödülünü kazanmasıyla daha yukarı taşıyan Moura, ünlü Rolling Stones grubunun davetiyle 2007 yılının Haziran ayında 40 bin kişi önünde “No Expectations” parçasını Mick Jagger ile birlikte seslendirerek tüm dünyanın dikkatini üzerine çeken bir fado şarkıcısı olmayı başarmış.

2009 yılında çıkardığı Leva-me aos Fados albümü piyasaya çıkar çıkmaz platin plak satışlarını geride bırakan Moura aynı yıl Paris’te verdiği konserde dünyanın en ünlü pop rock efsanelerinden biri olan Prince’in övgülerini almış. 

7 MART 2011 PAZARTESİ - Cemal Reşit Rey / Saat: 20.00

ANA MOURA Hakkında

Annesi Fernanda Pereira Ana’yı daha küçük bir kız çocuğu olarak şarkılar söylerken duyduğunda kızının ileride Fado'nun önemli seslerinden biri olacağını hissetmiş. Portekiz’de Santarem’de dünyaya gelen Ana, genç kızlık yıllarına kadar yaşadığı Coruche ve çevresinde Fado ile büyümüş. Buna rağmen Ana'da bir çok ergen gibi Rock ve Pop şarkılarına da düşkünmüş ve hatta Carcavelos’ta yaşarken Rock/Pop cover grubu Sexto Sentido’da şarkı söylemesi için ilk teklifini almış. Aynı günlerde birçok fado evinde de şarkılar söylemeye başlayan Ana’yı katıldığı bir yılbaşı partisinde yer alan ünlü fado sanatçısı Maria de Fe keşfetmiş. Daha sonra Ana Moura, fado söyleyeceği ilk yer olan Lizbon’daki ünlü Sr. Vinho’da sahne almaya başlamış.

Bu mekan Ana Moura’nın kariyeri açısından bir dönüm noktası olmuş ve müzik kariyerindeki en büyük yardımcısı şarkı yazarı, prodüktör ve şarkıcı olan Jorge Fernando ile burada tanışmış. Jose Fernando’nun imza attığı ilk solo albümü “Guarda-me a Vida na Mão” 2003 yılında piyasaya çıkar çıkmaz sanatseverler tarafından büyük bir beğeniyle karşılanmış. Başarılı performansıyla birlikte sanatçı, dünyanın ünlü konser salonlarında sahne almaya başlamış.

2004 yılında yayınlanan iki CD’lik albümü Aconteceu ile cesur bir adım atan Ana albümün ilk CD’sini geleneksel Fado şarkılarıyla bezerken (“Dentro de Casa”) , ikinci CD için deneysel Fado şarkılarıyla (“À Porta do Fado”) dinleyicinin karşısına çıkmış.

“Aconteceu” çıktığında Avrupa turnelerine devam eden Ana Moura, New York Carnegie Hall’de sahne alması için davet edilmiş. Biletlerinin tümü kısa zamanda tükenen Ana Moura bu salonda sahne alan ilk Portekizli sanatçı olma ünvanını da elde etmiş. Fransa’dan Çin’e kadar dünyanın en prestijli konser salonlarında sahne almaya başlayan Moura Edison Ödülleri’ne aday gösterilmiş. Ünlü Rolling Stones grubunun davetiyle 2007 yılının Haziran ayında 40 bin kişi önünde “No Expectations” parçasını Mick Jagger ile birlikte seslendiren Moura, böylece aynı zamanda dünyaca ünlü bir rock grubuyla sahne alan ilk Fado şarkıcısı oluyor.

2006 yılı sonlarına doğru Ana Moura, 2007’de üçüncü albümü “Para Além da Saudade” için çalışmalara başlamış. Sanatçı başarısını kendi ülkesinde de 2007 yılında “Amalia Rodrigues Vakfı“ ödülünü kazanmasıyla daha yukarı taşımış. Para Além da Saudade albümü ile platin plak satışlarını ikiye katlayan ve tam 120 hafta boyunca en çok satanlar listesinde kalan Moura 2009 Ekim ayında çıkardığı dördüncü kaydı “Leva-me aos Fados” ile artık bütün dünyanın tanıdığı en önemli fado sanatçılarından biri olarak gösteriliyor.

Leva-me aos Fados albümüyle de çıkar çıkmaz altın plak satışlarına ulaşan Moura bu albümü ile plak satışlarını geride bırakmış. 2009 yılında Paris’te verdiği konserde Prince’in övgülerini alınca Ana Moura fadonun parlayan yıldızlarından biri haline gelmiş.

Ünlü gitarist Gary moore Bugün Hayatını Kaybetti

58 yaşındaki sanatçı 6 Şubat 2011'de İspanya tatilinde uyku sırasında hayatını kaybetti.


*** GARY MOORE HAKKINDA ***
1952 yılında Kuzey İrlanda'nın Belfast şehrinde doğan Gary Moore, 16 yaşında Phil Lynott'la birlikte ilk önemli grubu Skid Row'u kurdu. Ancak kısa süre sonra Lynott kendi grubu Thin Lizzy'yi kurmak için ayrıldı. Grubun geri kalanı 1970'te Londra'ya giderek CBS Records ile anlaşma imzaladı. İki albüm yaptıktan sonra grup dağıldı ve 1973 yılında gitarist Gary Moore Band'ı kurdu.
Bu arada kısa bir süre Thin Lizzy ile birlikte çalıştı ve 1974'te Jon Hiseman'ın caz ağırlıklı Colosseum II isimli grubuna katıldı. John McLaughlin, Santana gibi devlerin de yer aldığı bu grupla iki albüm yaptıktan sonra, 1977'de eli sakatlanan gitarcı Brian Robertson'un yerine turnede çalmak üzere Thin Lizzy'ye katıldı.
Daha sonra gruptan ayrıldı, Colosseum II ile bir albüm yaptı ve 1978'de Robertson, Thin Lizzy'den ayrılınca onun yerine geçti.
Thin Lizzy ile “Black Rose” isimli albümü kaydetti. Bu arada ilk solo albümünü yayınladı. Thin Lizzy ile çıktığı turne sonrası Los Angeles'a giderek basta Willie Dee, vokalde Tony Newton ve davulda Mark Nausseef ile G-Force isimli yeni bir grup kurdu ve bir albüm yaptı. 1981'de Greg Lake Band'e katıldı.
1982 yılında solo kariyerine geri döndü. Bu kez ona vokalde Charlie Huhn, klavyede Tommy Eyre, basta Neil Murray ve davulda Ian Paice eşlik ediyordu. Farklı müzisyenlerin katılımı ile gitarcı, başarılı kariyerini 90'ların ortalarına kadar sürdürdü.
1994 yılında Cream elemanları Ginger Baker ve Jack Bruce ile BBM isimli bir yan projede yer aldı.
1995'te Fleetwood Mac gitarcısı Peter Green anısına “Bluesy for Green” isimli çalışmayı yayınladı.
1997 yılında “Dark Days in Paradise” isimli pop çizgisine yakın albümü çıkardı.
Gitarcı son olarak 1999'da “A Different Beat” ile çıkış yaptı.
Bu uzun süre içinde Santana, Ozzy Osbourne, John McLaughlin, Phil Lynott, Greg Lake, B.B. King, Albert King, Jean Luc-Ponty gibi birçok devle birlikte çalışan Gary Moore, rock gitarının en önemli ve başarılı temsilcilerinden biri oldu.
Hard rock, caz ve blues gibi birçok değişik türlerde örnekler verdi, birçok gitarcıyı etkiledi ve rock tarihine geçti.

Hiciv ustası Mevlut Akyıldız’dan “Turkeyland”

İş Bankası Kibele Sanat Galerisi, eserlerindeki hiciv geleneğinin önde gelen isimlerinden Mevlut Akyıldız’ın “Turkeyland” isimli sergisine ev sahipliği yapıyor.

Hiciv ustası Mevlut Akyıldız’dan “Turkeyland”

Yağlıboya çalışmaları, heykelleri ve camaltı resimleriyle günümüzün en üretken isimlerinden Mevlut Akyıldız, adıyla özdeşleşen resimleriyle Kibele Sanat Galerisi’ne konuk oluyor.

Modern hayatın kaotik ve çelişkilerle dolu akışına eğlenceli bir üslupla yaklaşan Mevlut Akyıldız’ın “Turkeyland” sergisi 4 Mart-16 Nisan tarihleri arasında İş Bankası Kibele Sanat Galerisi’nde görülebilir.

Akyıldız, yeni sergisinde gerçekleri yeni bir bakış açısıyla irdeleyip "şeytanın gör dediği"ne işaret etmeye devam ediyor. Çalışmalarında ana malzeme olarak insanı konu alan sanatçı, günümüz koşulları içindeki hüzün ve karamsarlığa rağmen yaşamdaki komik görünümlerden yola çıkarak, "güleriz ağlanacak halimize’’ misali, özgün bir bakış sergiliyor. İçinde yaşadığı toplumun bir türlü çözülemeyen meselelerini tuval üzerine ironik bir dille aktaran Akyıldız, 80’li yıllardan bu yana eserlerinde arabesk olgusuna, kitsch’e, popüler ve sokak kültürüne yer veriyor. Özellikle erkek egemen toplumun kadına bakışını tatlı-sert bir üslupla ele alan sanatçının eserleri, Türk toplumunun 1980’lerden bu yana yaşadığı toplumsal çelişkileri görünür kılıyor.

İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü’nde öğrenimine devam ederken aldığı ödüllerle dikkat çekmeye başlayan Mevlut Akyıldız, 1976 yılında Milliyet Sanat Dergisi tarafından düzenlenen Gençler Arası Karikatür Yarışması’nda İkincilik, Osman Hamdi Öğrenciler Arası Resim Yarışması’nda Mansiyon, 1980 yılında ise İş Bankası tarafından düzenlenen Karikatür Yarışması’nda da Üçüncülük ödülü’ne değer görüldü. Bu ödüller Akyıldız’ın, sanatını üzerine inşa edeceği hiciv ve ironin bir nevi habercisi oldu.

1981 yılında Galata Sanat Galerisi’nde ilk kişisel sergisini açan Mevlut Akyıldız, aynı yıl Abdi İpekçi Resim Yarışması’nda “Cim Bom Bomcular” adlı resmiyle İkincilik Ödülü’nü; Vakko Resim Yarışması’nda, “Curcuna 79” adlı resmiyle Mansiyon’u ve dönemin sanat nabzını tutan Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisi’nde de Özgün Baskı Dalı’nda Başarı Ödülü’nü kazandı. 

Bugüne dek 40’a yakın kişisel sergide yüzlerce eserini sanatseverlerle buluşturan Mevlut Akyıldız’ın “Turkeyland” isimli sergisi 4 Mart-16 Nisan tarihleri arasında İş Bankası Kibele Sanat Galerisi’nde ziyarete açık olacak.

Mevlut Akyıldız hakkında:
1956  yılında Ankara’da doğdu, ilkokulu Ankara, Lalahan’da okuduktan sonra  İstanbul, Ahmet Rasim Ortaokulu ve Pertevniyal Lisesi’ni bitirdi ve i İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümüne girdi ve 1981 yılında Neşet GünalAtölyesinden mezun oldu. 1989 yılında USIA sponsorluğunda Provincetown Fine Arts Work Center’de (Massachusetts-USA) misafir sanatçı programında çalıştı. Yağlıboya resim çalışmalarının yanı sıra heykel ve kaybolmaya yüz tutan camaltı resme olan tutkusunu her fırsatta dile getiren sanatçının Yağlıboya Kitabı,  Heykel Kitabı, Camaltı Kitabı, Desenler Kitabı, Ferahsaz Muhabbetleri  ve  Alla Turca isimli kitapları bulunmaktadır. Bugüne dek 38 kişisel sergi açan Akyıldız çalışmalarını kendi atölyesinde sürdürüyor.
“Turkeyland”
Mevlut Akyıldız
Açılış Kokteyli
Mekân: Kibele Sanat Galerisi
Tarih: 3 Mart 2011 Perşembe
Saat: 19.00

Deniz Magazin

Bu ay Türkiye Su altı federasyonu Deniz magazin dergisindeki   hazırladığım Sanat Kültür sayfalarım,  okurlarımın beğenisine sunuldu ,Fotoğraflar ve yazı için sevgili yazarlara ve resimleri çeken fotoğrafçılara teşekkürler tüm ekibe  sevgi ve saygılarım ile

Gitar dersleri

Bu kış döneminde kadiköy armoni müzik'te çalışmalarımıza devam etmekteyiz www.armonigitar.com

TANGO FIRE




TANGO FIRE

TANGO FIRE COMPANY OF BUENOS AIRES

07 –08 Nisan 2011 20:00
Tangonun anavatanından gelen ve New York, Londra, Barcelona, Şanghay ve Capetown’daki tüm sezon biletleri tükenen, göz kamaştıran performanslarıyla dünyanın en çok alkışlanan tango topluluklarından Tango Fire Company of Buenos Aires, akılları baştan alan ve büyük ses getiren gösterileri “Tango Fire” ile İş Sanat’ta. Topluluğun baş dansçısı ve koreografi direktörü Yanina Fajar ve sahne aldığı 3’ü dünya tango şampiyonu 10 göz kamaştırıcı dansçıya 4 virtüöz müzisyen, aralarında tango kralı Carlos Gardel’in şarkılarının ve efsanevi Piazzola’nın müziklerinin de bulunduğu, tangonun en görkemli yapıtlarıyla eşlik ediyor. Tangonun tüm ihtiras ve baştan çıkarıcılığına sahip “Tango Fire”ın ateşini izlerken nefeslerinizi tutacaksınız.

YO-YO MA sürpriz bir konserle yeniden İş Sanat’ta


Virtuoso!

YO-YO MA sürpriz bir konserle yeniden İş Sanat’ta

10 Mart 2011 20:00
YO-YO MA çello
KATHRYN STOTT piyano
Olağanüstü kariyerine 15’i Grammy ödüllü 75’den fazla albüm sığdırmakla beraber  rafine enstrüman tekniği ve farklı projeleri hayata geçiren çok yönlülüğüyle dünyanın en çok tanınan müzisyenlerinden biri olan Yo-Yo Ma sürpriz bir konserle yeniden İş Sanat’ta Yo-Yo Ma, insanın hayal gücünü harekete geçiren her türlü yolu bulma gayretinde eşsiz bir sanatçı. Kariyerini hem dünya çapındaki orkestralarla solist olarak yer alarak hem resitaller vererek hem de oda müzisyeni olarak çalışmalara imza atarak müthiş bir dengede sürdüren Ma, bugüne kadar Emanuel Ax, Daniel Barenboim, Christoph Eschenbach, Kayhan Kalhor, Ton Koopman, Bobby McFerrin, Edgar Meyer, Mark Morris, Riccardo Muti, Mark O’Connor gibi birçok seçkin müzisyenin de aralarında bulunduğu sayısız projeyle tüm dünyadaki dinleyicileriyle buluşturdu. Yo-Yo Ma’nın bu muhteşem resitalde sahneyi paylaşacağı diğer isim sanatçının sık sık oda müziği çalışmaları gerçekleştirdiği, İngiltere’nin en özgün piyanistlerinden Kathryn Stott. Dünyanın en önemli müzik merkezlerinde konser ve resitaller veren, Stott ve sınır tanımayan dahi çellist Ma’nın İstanbullu müzikseverlerle gerçekleşecek İş Sanat’taki bu üçüncü randevusu sakın kaçırmayın…

JORDI SAVALL “Ninna Nanna” adlı projesiyle tekrar İstanbul’da


Ninna Nanna Tüm Dünyadan Ninniler....

JORDI SAVALL “Ninna Nanna” adlı projesiyle tekrar İstanbul’da 30 Nisan 2011 20:00

Geçtiğimiz senelerde İstanbul’da konserler veren ve Türk müzikseverler tarafından ilgi ve beğeniyle takip edilen Jordi Savall ile topluluğu Hesperion XXI, bu kez farklı kültür, coğrafya ve dillere ait ninnilerden derlediği “Ninna Nanna” adlı projesiyle tekrar İstanbul’da. İki Grammy adaylığı ve bir César ödülü bulunan Savall erken dönem müziğinin hem yorumcu hem de araştırmacı olarak hiç kuşkusuz önde gelen isimlerinden. Konserde anonim ninnilerin yanı sıra Byrd, Mussorgsky, Milhaud, Arvo Pärt gibi farklı bestecilere ait ninniler de seslendirecek olan topluluğun repertuarı çok sayıda orta çağ İspanyol parçalarından, Rönesans ve İngiliz barok müziklerine kadar uzanıyor. 19. yüzyıl öncesi erken müziğini taze, çağdaş bir yaklaşımla inceleme ve icra etme tutkusuyla bugüne kadar 170’den fazla CD çıkaran Jordi Savall’in viola da gambasından çıkardığı ezgilere Montserrat Figueras’ın büyüleyici sesiyle yaşam vereceği konser dinleyenleri aynı ortak rüyaya götürecek. Sezonun kaçırılmayacak konserlerinden biri daha…