Zeynep Tanbay Dans Projesi & Borusan Quartet

Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, 2013–2014 sezonunda sanat yönetmeniği ve sürekli şefliğini Sascha Goetzel'in üstlendiği konserler ile klasik müzikseverlerle buluşuyor.

Zeynep Tanbay’ın Beethoven’ın Yaylı Çalgılar Dörtlüleri üzerine koreografisini yaptığı yeni yapıtının dünya prömiyeri.  Müzikler Borusan Quartet tarafından seslendirilecektir
Konser tarihi :.21 Aralık 2013 15:30

Söylenecek sözümüz yok .
Salzburg Bach Korosu 
Alois Glassner: Koro şefi 
Ruth Ziesak: Soprano 
Daniela Lehner: Mezzosoprano 
Richard Croft: Tenor 
David Soar: Bas


YAŞAR

Pop müziğin sevilen sanatçılarından Yaşar, 23 Kasım'da Jolly Joker sahnesinde birbirinden güzel aşk şarkıları ile sizlerle

Türk pop müziğine unutulmaz eserler katan sayılı sanatçılardan Yaşar, ilk albümü “Divane”yi 1996 Eylül ayında piyasaya çıkarıp, yakaladığı yüksek satış grafiğinden ötürü “Altın Plak” ile ödüllendirildi. bu çıkışı 1998 Ekim ayında "Esirinim" adlı 2. albümüyle sürdürdü . İçinde Türk Sanat musikisi tavrını içeren şarkısı “Kuşlar” ile dinleyici kitlesini genişleten Yaşar, 2000 Kasım ayında "Masal" adlı albümünü çıkararak kendi tanımıyla üçlemesini tamamladı. Sanatçının artık kültleşmiş bir dinleyici kitlesi oluşmuştur.



Russell Brand, “Messiah Complex, World Tour 2013”

Dünyaca ünlü komedyen Russell Brand, “Messiah Complex, World Tour 2013” dünya turnesi kapsamında 23 Kasım'da TIM Show Center'da sizlerle buluşacak.

Sahne şovlarındaki popülerliğinin yanı sıra oyuncu, yazar, tv ve radyo programcısı Russell Brand, “Messiah Complex, World Tour 2013” kapsamında BKM organizasyonuyla İstanbul’a geliyor! Yoğun turne programına Haziran ayında Chicago'da başlayan ve Aralık ayında İzlanda’da bitirecek olan ünlü sanatçı, 23 Kasım tarihinde TIM Maslak Show Center’da Türk seyircisini gülmekten kırıp geçirecek.

“Messiah Complex, World Tour 2013” Russel Brand’in ilk ve tek dünya turnesi olacak. 

Gösteri, İngilizce olacak

Rafael Amargo-Suite Flamenca


·         İFlamenko dansını, gelenekseli yitirmeksizin cesur yeniliklerle sahneye taşıyan Rafael Amargo, "Suite Flamenca" isimli gösterisiyle sevenleriyle buluşuyor.

15 Kasım 17 Kasım Tarihlerinde

İspanya’nın bol ödüllü, yakışıklı ve tutkulu koreografı Rafael Amargo, aynı zamanda yeteneklerini ispatlamış bir dansçı olarak estetiğe ve yaratıcılığa çok değer veriyor. Sahnede işitsel–görsel tekniğini kullanıyor ve profesyonel moda tasarımcıları ile çalışmayı  çok seviyor. 


Rafael Amargo, "Suite Flamenca"nın müzikleri için, flamenko müziğinin en büyük isimlerinden olan ve flamenkonun en önemli isimlerinde Antonio Canales ve Joaquin Cortes’le projelere imza atmış ünlü müzisyen ve besteci Juan Parrilla ile çalışıyor.  Parilla da tıpkı Amargo gibi flamenkonun erken dönem formlarına modernize etmeyi seven bir isim.


Yeni Yıl Konseri Dünya Opera Sahnelerinin Yeni Starları

Kültür Üniversitesi Akıngüç Oditoryumu'nda 2013 - 2014 sezonu etkinlikleri kapsamında, 26 Aralık Perşembe günü opera sahnelerinin yeni starlarıyla tanışacaksınız.

26 Aralık tarihinde saat 20:00 ‘de



Milano La Scala Operası baş korrepetitörü dünyanın 4 büyük operasında solist olan sanatçılardan Leyla Gencer’e kadar çok değerli şancılara eşlik eden Milano La Scala Operası baş korrepetitörü Vincenzo Scalera eşliğinde…

28 Aralık 2013 22:00

"Hakim Bey" şarkısıyla büyük çıkış yakalayan Mehmet Erdem, 28 Aralık Cumartesi akşamı Beyoğlu Hayal Kahvesi sahnesinde...

Uzun yıllardır yaptığı film ve dizi müzikleriyle isminden sıkça söz ettiren ve bu başarısını bir de Altın Portakal ile taçlandıran Mehmet Erdem, ilk solo çalışması "Herkes Aynı Hayatta" isimli albümünü 2012 Nisan ayında Sony Music etiketiyle müzikseverlerin beğenisine sundu. 

Babylon Lounge’da 1970’lerin ortasına, New Wave müziğin çıkış noktasına ışınlanmaya, 80’lerin alternatif sularına da dalmaya hazırlanıyoruz.
21 Aralık 2013 22:00


Murat Abbas ve Murat Beşer önderliğindeki “ Oldies But Goldies “ yine Babylon’da sizlerle buluşmaya hazırlanıyor. Depeche Mode, The Cure, Madonna, A-Ha, Chic, Duran Duran, Snap, Cyndi Lauper, ABBA, Donna Summer, James Brown, The Smiths, Wham!, Frankie Goes To Hollywood, ve Michael Jackson ve çok daha fazlasıyla karşınıza çıkacak olan “ Oldies But Goldies “ ile eğlenceli bir geceye hazır olun.

14. Uluslararası Antalya Piyano Festivali



Dünyaca ünlü sanatçıları ve grupları Antalya’da buluşturan Uluslararası Antalya Piyano Festivali Kasım’da başlıyor. 

08 Kasım 30 Kasım
Antalya


Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği, sanat yönetmenliğini Fazıl Say’ın yaptığı festival, Volkswagen ana sponsorluğunda 08 Kasım – 30 Kasım tarihleri arasında Antalya’da gerçekleşecek. Festivale bu yıl Grammy ödüllü sanatçı Michel Camilo , Vladimir Spivakov , Aziza Mustafa Zadeh gibi önemli isimler konuk olurken; piyano festivalinin siparişi üzerine Muhiddin Dürrüoğlu tarafından bestelenen "Anadolu’dan Sahneler"in de dünya prömiyeri yapılacak.


Levin nasıl  ? Nasıl müzik yapıyor ? Neyi bize sunuyor ?
Dediğinizde …  cevabı müziklerin de gizli diye ifade ederim, yakından tanışma ve dinleme fırsatı yaratan ben , gökkuşağı’nın  yeryüzünü ziyaret etmesi olarak nitelenebiliyorum …hayallerin kurduğu şehir hayallerin diyarından geldiği ayrıca ve bu sevgiyi de müziğine aktardığı apaçık ortada.
 Yanında olmak , kendi yaptığı yemeği’nin tadı ,müzik yansıması olarak görsem de Levin‘in müziğini dinlerken ilham kaynağımı kendim yaratıp, sözlerimin yeniden can bulmasını bu vesile ile yol almasını sağladım.
 Kliplerindeki perspektif çok geniş ve yaratıcılık dolu sevgi ve aşk üzerine sunulan , taze taze bezenmiş begonyalar gibi Levin sana çok teşekkür ediyorum .








Hayatımıza renk getirdin Duru varlık iyi müzisyen .

Levin Web site  : http://levinmusic.com/#


Rock'n Coke

                                                                       
Gün kararmaya başladığı an’da Duman
Sahneler’de .
Seyircinin kanına karışan melodiler uyuma bürünmüş anlar , keyifler artıyor . Hep bir ağızdan söylenen şarkılar ,keyifli anları her geçen saniye bir bir izleniyor . Bugün   Rock’n Coke Festivalin 2.günü
 Birbiri ardına söylenen şarkılar
 Müzik dolu anlar .
Burada Yalnızlık var,
 Birliktelik var,
 Eğlence var
Paylaşım var

Nice mutlu müzik dolu günlere .



Turkcell Yıldızlı Geceler 2013

BKM organizasyonuyla Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda gerçekleşecek Turkcell Yıldızlı Geceler etkinlikleri




03 Temmuz Çarşamba - Sıla
12 Temmuz Cuma – Mustafa Ceceli
13 Temmuz Cumartesi – Zülfü Livaneli
14 Temmuz Pazar – Anadolu Ateşi
16 Temmuz Salı – Ebru Gündeş
14 Ağustos Çarşamba – Tolga Çevik
15 Ağustos Perşembe – Sertab Erener
16 Ağustos Cuma – Erol Evgin
23 Ağustos Cuma   – Sezen Aksu
24 Ağustos Cumartesi – Sezen Aksu
6 Eylül Cuma – Sezen Aksu
7 Eylül Cumartesi – Sezen Aksu
Pink Floyd’un Kurucusu, Efsane İsim Roger Waters’ ın “The Wall” Turnesi kapsamın’da İstanbul Seyircisiyle buluşacak

Rock Müziğin efsane grubu Pink Floyd’un kurucusu Roger Waters  “The Wall” turnesiyle 7 yılın ardından BKM ve GNL organizasyonuyla yeniden İstanbullularla buluşacak.

4 Ağustos 2013 tarihinde ITU Arena’da konser verecek olan Roger Waters, daha önce 2006 yılında geldiği ‘The Dark Side Of the Moon’ turnesiyle İstanbul’da 17 bin kişilik muhteşem hayran kitlesiyle o yazın en unutulmaz konserine imza atmıştı. 

“The Wall” Turnesi ve Albümü Hakkında :

“The Wall” albümü müzik otoriteleri tarafından dünyanın en büyük rock grubu kabul edilen Pink Floyd'un baş yapıtı olarak anılıyor.

Albüm, sosyal, politik ve bireysel anlamda kitleleri etki altında bırakması açısından müzik tarihinin en önemli albümlerinden biri olarak kabul ediliyor.


Placebo
Tarih: 16 Ağustos Cuma 2013
Mekan: Parkorman

15 yıllık kariyerlerinden 6 Grammy ödülü, 6 stüdyo albümü sahibi, 11 milyon albüm satışına imza atmış olan grup, bugüne kadar toplam 143 şov ve 2,5 milyon insana ulaşmayı başardı ve 16 Ağustos'ta bir kez daha Türk hayranlarıyla buluşmaya geliyor!



Molko, Olsdal ve Forrest’ın geçtiğimiz Nisan’da verdikleri konserler sonrasında grup, Sundance Film Festivali’ne davet edilerek Londra 02 Arena'da sevenleriyle buluştu. Bunun akabinde gelen yoğun talep grubun Avrupa turnesi ve Sziget, Rock En Seine gibi bir çok önemli festivalde headliner olarak yer almalarını sağladı.

Son olarak 2009 yılında yayınladıkları “Battle for the Sun” 10 ülkede 1 numaraya yükselirken 20 ülkede ilk 5’e girmeyi başardı ve Billboard Avrupa Müzik listesinde 2 hafta üst üste 1 numarada kaldı. Grup ayrıca “En iyi alternative grup” dalında MTV Müzik Ödülü sahibi.
Mickey ve dostları Antalya’da

Dünyanın en sevilen çocuk ve aile gösterilerinden biri olan ve tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de izlenme rekorları kıran, “Disney Live! Mickey’nin Müzik Festivali” ilk kez Antalya’ya geliyor.

Antalya Akvaryum’un yanındaki alanda kurulacak özel Disney Live! Tiyatrosu’nda  yer alacak olan gösteride, Mickey Mouse ve arkadaşları Minnie, Donald ile Goofy, “Küçük Deniz Kızı”, “Aladdin” ve Disney/Pixar’dan “Oyuncak Hikayesi”nin yıldızlarının da aralarında bulunduğu 25'ten fazla Disney kahramanı sahnede sihirli bir dünya yaratacak. Gösteri Eylül ayı sonuna kadar Antalya’da kalacak.
Life Park'ta Eğlence Başlıyor!

Patricia Kaas, Pet Shop Boys, Pedigree Petfest 2013, Jason Mraz ve Pitbull Life Park Müzikli Orman 2013 etkinlikleri kapsamında sizlerle, bilgi için .
http://www.lifepark.com.tr/
İstanbul Caz Festivali 20 Yaşında!

2-18 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşecek İstanbul Caz Festivali, bu yıl 20. yaşını kutluyor! Cazdan dünya müziği, soul ve R&B’ye uzanan geniş yelpazedeki konserler festival izleyicilerini bekliyor. Cazın yenilikçi örneklerini umulmadık mekânlarda sunan “Caz İçin Tuhaf Bir Yer”, festival içinde festival Tünel Şenliği, Avrupa ve Türkiye’den caz ustalarını buluşturan Avrupa Caz Kulübü gibi serilerle festival 20. yılında da müzikseverlere dopdolu bir program sunuyor
Ankara’da Yaz Müzikle dolu !

Göksel, Levent Yüksel, Leyla The Band, Sertab Erener, Gökhan Türkmen, Fettah Can, Teoman ve Duman yaz boyunca her Cumartesi Armada AVM’de, organizasyon Jolly Joker…

Armada Alışveriş Merkezi ve Jolly Joker’in organize ettiği konserler yaz boyunca konserler verecek

En güzel isimler, birbirinden güzel şarkılarını yaz boyunca her cumartesi seyircileriyle

Vodafone Istanbul Calling Yan Etkinlikler

01 Mayıs - 28 Haziran






Vodafone Istanbul Calling,İstanbul’un en uzun soluklu şehir festivali olmaya hazırlanıyor. Farklı müzik türlerindeki birçok dünya starının şehrin farklı bölgelerindeki mekanlarda sahne alacakları konserler, festivaller ve partilerle bu sene İstanbul’un ve Türkiye’nin kültür-sanat gündemine oturacak; Vodafone İstanbul Calling’in görkemli programını takip etmek için www.istanbulcalling.com'u ziyaret edebilirsiniz.
Efsanevi İkili Pet Shop Boys 26 Haziran’da İstanbul’da

İstanbul bu yaz milyonlarca müzikseverin kalbini fetheden efsanevi İngiliz grup Pet Shop Boys’u ağırlamaya hazırlanıyor. 26 Haziran akşamı şehrin yeni yaşam ve etkinlik mekanı Lifepark’ta sahne alacak olan İngiliz elektronik dans müziğinin efsanevi ikilisi, sevenlerine enfes bir müzik ziyafeti sunacak. Müzik kariyeri otuz yıldan fazla olmasına rağmen popülerliğini yitirmeyen grubun ‘’West End Girls”, “It’s a Sin”, “Always on My Mind” ve “Heart” gibi klasikleşmiş şarkılarını dinlemek isteyen binlerce kişi Lifepark’ta biraraya gelecek.




41. İstanbul Müzik Festivali


 

04 Haziran - 29 Haziran


Açılış Konseri
04.06.2013
Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı


Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın sürekli orkestrasıdır.
Konser öncesinde Güher ve Süher Pekinel’e “Onur Ödülü” sunulacaktır.

İstanbul Müzik Festivali 41. yılının açılış konserinde, genç ve parlak bir yeteneği ağırlıyor: Veriko Çumburidze. 16 yaşındaki Veriko, geçtiğimiz geleceğin yıldızlarının belirlendiği dünyanın en prestijli klasik müzik yarışmalarından 7. Uluslararası Genç Müzisyenler Çaykovski Yarışması’nı kazandı. Keman dalında 28 finalist arasından birinciliği oybirliğiyle alan genç sanatçı 2010 yılından bu yana “Güher & Süher Pekinel ile Dünya Sahnelerinde Genç Yetenekler” projesi kapsamında Viyana Müzik Akademisi’nde öğrenimine devam ediyor.




Hesperion XXI - Jordi Savall




11 Haziran 2013 20:00

Aya İrini Müzesi, İstanbul


“Balkan Halkları Mozaiğinde Hayatın Döngüleri”

Giriş: Evrenin Yaratılışı
1. Doğum, bebeklik ve bahar Birth, infancy and spring
2. Gençlik, öğrenme ve ergenlik
3. Aşk, karşılaşma
4. Evlilik, aile
5. İş, olgunlaşma ve sürgün
6. Tecrübe, bilgelik
7. Maneviyat, ölüm
Postlüd

Doğuyoruz, büyüyoruz, yaş alıyoruz ve yitip gidiyoruz... Gerçekten yitip gidiyor muyuz, yoksa deneyimlerimiz zamana iz mi bırakıyor? İstanbul Müzik Festivali, “Zaman ve Değişim” temasını işlediği 41. yılında, bu konsept üzerine özel tasarlanmış bir program sunuyor . Jordi Savall ve Hespèrion XXI, çok kültürlü Balkanlar coğrafyasının müziğinde, kaynağından sonuna kadar hayatın tüm döngülerine odaklanıyor; güzellikleri ve ruhanilikleri ile büyüleyici müzikal gelenekleri keşfe çıkıyor.

İstanbul Modern

Yakın menzil

9 Mayıs – 18 Ağustos 2013

İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi, Türkiye’de güncel fotoğrafa odaklanan “Yakın Menzil” sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergi, kişisel bir belgeleme fikrinin etrafında, İstanbul Modern Fotoğraf Danışma Kurulu tarafından seçilmiş 18 sanatçıyı bir araya getiriyor. Basılı fotoğrafla sınırlı kalmaksızın, video ve enstalasyon gibi farklı sunumlar barındıran sergide, tekil çalışmalar bir yerleştirmeye dönüşerek, kendi bütünlüğü içerisinde yeni anlamlar kazanıyor.

“Yakın Menzil” kişisel ve olağanın sıra dışı bir kaydı. Sanatçının, fotoğraf çekmek için uzakları keşfetmek yerine kendi yaşantısına ve temas ettiği durumlara odaklandığı bir sergi. Gündelik hayatın detayları arasında sıradan olanın cazibesi beliriyor, tanıdık gelen bu görüntüler başkalarının hikayelerinde yeniden şekilleniyor.
David Guetta İstanbul’da

Dünya çapında on beş milyon albüm satışı ile dans müziğinin fenomeni olarak nitelendirilen David Guetta özlemi sona eriyor.

Fransız DJ & prodüktör David Guetta, 4 Mayıs Cumartesi akşamı Unilife ve Volume Up Organizasyon iş ortaklığı ile Küçük Çiftlik Park’ta İstanbullu müzikseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Chris Willis, Fergie ve LMFAO ile "Gettin' Over You", Nicki Minaj ile “Turn Me On”, Sia ile ard arda gerceklestirdigi “Titanium” ve "She Wolf" gibi hitleri ile milyonlarca müzikseverin kalbini fethederek Amerika ve İngiltere müzik listelerinde 1 numaraya yükselen Guetta’nın performansı öncesi Suat Ateşdağlı ve Emrah İş de DJ kabininde olacak.








Dance Day: The Prodigy and Basement Jaxx



Dans ve müziğin bir arada olduğu, gelenlerin kulaklarının pasını giderecek güçte bir ses, ışık ve görkemli görsel şovların yer alacağı Dance Day konser serisinde dünya çapında bu müzik türünde ün kazanmış isimler festival severleri dans müziğinin sınırlarında bir yolculuğa çıkaracak. Katılımcılar, sırasıyla Basement Jaxx, Jaguar Skills ve The Prodigy’nin sahne alacağı gecede dans müziğinin doruklarına ulaşacak. İlerleyen günlerde bu konser serisine yerli ve yabacı isimler eklenmeye devam edecek.bu konser serisi 29 Haziran Saat 14:00 ‘te BJK İnönü Stadyumu’nda




O Ses Türkiye– İsyan

 

Son zamanlarda en çok izlenen ve   Halil Sezai  ‘’İsyan’’ Ayda Mosharraf yorumu…

Türkiye’nin bu sıralar en çok izlenen yarışması ‘’O Ses Türkiye’de ‘ olan kayıt, http://www.youtube.com/watch?v=utBGNzDRuPo 

Ayda ‘nın daha önce yaptığı kayıttan daha etkili olduğu kesin http://www.youtube.com/watch?v=w6ASCoa27vE

 

Tabi ki !!! şarkının gerçekten potansiyel bir parça olduğunu da unutmamak gerekir , Halil Sezai ‘nin dumanlı yorumundan alıştık biz isyanlara. Yalnız Ayda’nın söylemi  daha açık geliyor daha bi duygu taşıyan karakter halleri oldu  bizim için J

Şarkıyı dinlerken, izlemeden sadece dinleyerek yorum yapmayı deneyin .

İzlemenin ötesinde  ,dinlerken haliniz bakalım aynı dumanlı havada mı

olacak ? 

Artık sizlerin yorumuna açık

 Ahhh ne kötü eder ,bazen bizleri bu isyanlar ,

Halil abimiz’in bizi sürüklediği bu isyan durumlarının fazla sürmemesi isteğimiz tabi ki Ayda Mosharraf  bizim ruhumuz’daki etkisini uzun bir süre sürdürecek , Teşekkürler Ayda


Hayat alışamadığımız hallere bizi her soktuğundaki hissetiğimiz yoğun duyguların,dışarıya hep güzellikler ile çıkması arzusu içinde…

 




Sevgili Ökem. 
Sen benım arkadaşımdın kardeşim'din, sırdaşımdın , ,ilhamım'dın seninleydi bu müzikli yarınlar benim şimdi ,parçam koptu seninle ,uzaklara taşındı düşlerim, seni o kadar özlüyoruz ki bazen kendimi suçlar oldum zaman zaman yanımda neden değildim ,bilsin herkes bilsin ki birbirlerine değer versinler bilsin herkes bilsin ki yaşamdayken anlam kazansın tüm düşler ,ve birliktelik'ler sen yoksun anlasınlar , benim parçamsın artık her nerde olursan ol beni duyacaksın , biz seninle hayal ederdik notalarımızdan dökülürdü milyonlar duyacaktı bizi ,varsın olsun ben yürüyeceğim senin hayalini taşıyacağım yanıımda ,seni özlüyorum karıştın başka diyarlara seni sevenler dualarınla bütün oldular ,senin için yazdığım senden parça olan şarkımı söyleyeceğim yarınlara gençler siz siz olun hayatınız başkaları için de değerli ,kaybemeyin birbirinizi seni seviyoruz öke çok üzgünüz seni seven 

Anlaşılmayan her şeyde bir yalnızlık vardır ,çünkü o anlaşılmadığı için yalnızdır.



‘’Neriman Oyman ‘’

 Sevgili Neriman Oyman ile olan, bu dünyalara değer ropörtajımız’da  ‘’sizi gizemli dünyalara götüren, düşsellik boyutlu resimlerden, ilhamlarından ,  Ayvalık’taki Kabus Ev’den ,Datça, Bodrum, Kıbrıs , Rusya,çalışmaları'ndan, hayata olan aşkından’’  ve  daha birçok konudan bahsettik,  dahası buraya sığdıramayacağım yüklü anlardan ve anılardan  konuştuk, çok keyif aldığımız yaratılarımız oldu ve sizlerle paylaşmak istediğim bu ropörtajı keyifle okumanız,  hayatınıza ilham getirmesi ve bu sanat kokan hayatı takip edebilmeniz dileği  ile…





Burhan Uygur’dan aldığınız ilham  ve Ayvalık’taki  yoğun bir çalışmanız’dan  bahsetmek istermisiniz?

‘’Burhan Uygur Ayvalık ve Kıbrıs’la olan bağlantımdı’’ karşılaşmadığım ama ilham  aldığım biriydi.

Bi dönem Ayvalıkta ev kiralardım, ama normal evleri kesinlikle seçmezdim, normal sıradan bir ev bana göre değildi. ‘’Korku frekansı ile alay eden biriyimdir,oynarım ben onunla ‘’bu nedenle kabus evleri seçerdim.Şimdi neden kabus ev dedim; ondan bahsedeyim .
Olumsuz koşullar’dan  ilham alırım ,bi de kış vakti  yağmurlu ve fırtınalı günler, gündüzü yaşayıp geceyi de solumak tam bir yarasa misali,  çok kısa zaruri  uykular, hatta  zaman zaman uyumak
gelmez içimden, ışıkları kapatmak zulüm geliyor, orada istek ( uyumama isteği) her daim var.

Kıbrıs serginiz ve Kıbrısla ilgili  bir şeyler paylaşırmısınız??

Kıbrıs’a 2004 yılında resim sergisi açmaya gitmiştim ve 2 ay kaldım orada, Altan Mengüç’ün konuğu oldum bi oda verdiler bana atölyemi kurdum .
Orada 2 ay çalıştım,10 resim ‘de istanbul’dan bana gönderildi ,Kıbrısta 20 resim yaptım,  yani 30 resimle sergi yapmış oldum. 

Nereye yaptım ?Bütün Kıbrıs’a yaptım

 Beğendiğim etkilendiğim Kıbrıs’a.
 Beni o beş parmak dağlarına çıkardılar orada güney ile kuzey’in kavga hali çıktı ,ortaya kavgayı barışa döndüren bi resim güneydeki (Rumlar kuzeydeki Kıbrıs Türkleri diyorum yani)

‘’Sonsuzlukta ayak izleri’’ sergim orada oldu 4 zaman diliminde orada bulundum, 2004’ten bu yana giderim orada bi takım beni bağlayan somut olmayan şeyler var ; duyusal şeyler ve ruhsal, oraya has özel şeyler, benimde Kıbrıs’la bağımın böyle bir hikayesi var ,

19 yaşındaki hayalleriniz ve bazı zamanlarda deneyimlediğiniz sıkıntılı ruh halinizle söylediğiniz
 ‘’Boşver çocuk aldırma. Gökyüzünün bu maviliğine ,birazdan nasıl olsa kararacak,ve her şeyi örtecek’’dediğiniz zamanlar hakkında neler söylemek istersiniz?

Teşekkür ve tefekkür ederim ):


Rüyalarınızda da gördüklerinizi resminize aktarırmısınız ?

Tabiî ki bunu bazen özel olarak talepte ederim,yaşarım ve kullanırım .

Neyse Ayvalığa dönelim isterseniz, oradaki kabus evimi anlatayim size;

Bir kış vaktiydi, o zaman arabamız küçük bi araba , (eski polis arabaları), yükledik ona tuvallerimizi ,malzemelerimizi  (bu arada; malzemeleriniz çeyiziniz gibidir , onlarla gelin olursunuz, her seferinde görücüye çıkıyorsunuz gibi ,temelinde de geri dönük bi hal var zaten)

Sonra ,bi kadın vardı ismi ,Yasemin  ,pansiyon sahibi neyse girdik pansiyona baktım çok kalabalık içersini gördüm , hayır dedim ben burada yapamam,  pansiyon yani burası  bana göre değil, başka bi yer olmalı dedim ‘’ ben  burada bunu yapamam’’. Yasemin ''satmak üzere olduğum bir ev vardı'' dedi ,mahzeniyle beraber 4 katlı ve bahçesi var girişten, küçük ama kullanılmıyor, portakal ağaçlarıyla dolu bir bahçe’den geçiyorsunuz ,olağan üstü bir durum ayrıca yanında da hemen  kilise var burun buruna,bakın ne kadar ilginç ama terk edilmiş,  şimdi bu ayrıntıya dikkat çok önemli, Ayvalığın merkezinde oluyor bunlar , Yasemin dedi ki ‘’ ev birkaç ay içinde satılacak! değerlendir bu evi’’, işte bana da o lazım dedim. Evet kiralıyorum,Önder yüzüme baktı’’ hayır olamaz’’ dedi, sen burada yapamasın, yaparım dedim, adam oradan korktu’’ işte bana da bu lazım,’’Korku !’’, yalnız ben bu durumu fark edince bu olayın daha da üzerine gittim korktuğunu anlayınca’’ işte bu ev dedim tam da burası ''benim'' dedim kiraladık’’ Önder bana yardımcı oldu yerleştirdik evi.
ama orda yalnız kalmak zorundaydım, onlar oğlumla çekip gittiler İstanbul’a .
Evin elektrik sistemi her şey  falan hazır,
2 odayı kendime hizmet olarak sundum, birincisi atölye olarak tuttuğum bomboş  bir oda tahta bir yatağın alt zeminini boya malzemelerini serdiğim masa gibi düşünün ve şövale’mi (resim sehpamı) götürmüştüm ,3 bacaklı bi sehpam vardı o zaman.

Malzemelerimi açtım bu arada evde hiç bir şey yok , küçücük bir oda tek bir yatak ve minnacık bir komidin var, hepsi o, yeter zaten aşağıda da mutfak var.
 Bakın 2 kat iniyorum mutfağa banyo orada pencereleri yok kırık ve geceleri dayanılmaz, soğuk var,katalitik verdiler bana onunla ısınacağım,o kadar!
Yatak odasına geçtiğin de ise soğuk 
tamam her şeyi serdim  hazırladım yalnız baktım ki ama buraya bi canlı gerekiyor,devinen hareket eden bir şey olmalı ‘’istiyorum!
’’kim o canlı ? Kedi .
Hemen bi kedi aldım o nedenle benim hep bi kedim vardır, 


Yani kalabalıkta çalışmıyorsunuz ?

‘’İstemem yok sadece bi hayvan olacak kalabalıktan ilham aldığım çok oluyor ve sonrasında yalnızlığa çekilip onları hanemde üretiyorum. ''Onlar'' olmasa kim olacak neticede ''onlar'' yaratıyor beni, birbirimizi üretiyoruz, bu daha doğru’’. 
 Çalışmam'dan 2 ay  geçti ama ben o evi 3 aylığına tutmuştum  .
 ama çalışma hızımdan dolayı 2 ay kaldım o evde .
Bitirdiğim karton çalışmalarım vardı bahçede astığım, genellikle güneşli oluyordu hava, 2 saat güneş sonra yağmur oluyor neyse ben ipler gerili bahçemde  astım resimlerimi,
 kadın geldi beni ziyaret etti,dolmalar pişirmiş,  yardımcı olmak için ,ipte görünce o şeyleri çamaşır zannetmiş önce Aa! ne kadar enteresan kare kare çamaşır mı olur? 
Dedi, çok komik,
‘’çok teşekkür ediyorum, dolmalar için ama ne olur bölmeyin’’ dedim ve ricamın üzerine bir daha gelmedi, ben istersem sizin aranıza karışırım.

Bu olaylar bu arada 2005 senesinde oluyor.
O sıralar rutin olarak çarşıya iniyorum neden?kapıda bi ordu kedim var (canlı varlık hep olacak) belki 30 tane hergün onlara balık alıyorum  o zaman
Kilosu 1 lira o zaman oranın yerel balıkları ,haşlıyorum önlerine veriyorum, içerdeki de taş tacı, prensesim, fotoğrafları da var  oda yanımda, hayvanı koynumda yatırıyorum ,ne yapayım ,yanak yanağa mır mır  uyuyoruz , anlatmak istediğim hayvanlarla olan bütünlüğümüzü kavramak ,insan kimliğini unutmadan.

Benim sokağa çıkmam gerekiyor orada neler oluyor? Orada hayat var ,devinen hareket eden bir şeyler var ve ben onu yakalamak zorundayım.

Kapşonumu ve çizmelerimi takıp hergün sokağa çıkardım.
O halimle ‘’abi, amca, ’’ diyenlerde oldu. 
Eyvallah ,eyvallah edasıyla dolanırdım bende, merkeze inerdim ,eski evler vardı ,fethettim orayı,ama kadın olduğumu anlamamaları gerek, kim bu bi varlık gidiyor ama kadın mı erkek mi? Bayan olduğum bilinmemeliydi. Diyalog kurduğumda  ise sıkı diyaloglar kurardım.

Orada kadın olduğumuz anlaşılırsa rahatsız edilebilirdim ,çalışmam aksardı, evin kapısına bi tekme koysan girersin içeriye ,böyle bir yerdeyim öyle bir yer ki kapısına elinizi değdirin girin,


Korkularınızı sanatınıza ne zaman ekliyorsunuz? Bu korkular derinleşiyor mu?

Derinleşiyor tabi ,yalnız bunlar bende vücut bulup sonrasında  ise yüzeye çıkıyorlar; 
Yani bunu ben sağlıyorum, kendime kurduğum tuzaklar var ,kendime ister engel olurum ister özgür bırakırım, bunu ben yapabilirim, bunu kimse yapamaz izin vermem zaten yani korkuya da ,yaratıp ben yaşarım,korkunun  üstüne gitmek gibi bir şey keyfi de yaşayıp yaratabilirim, benden başka kimse yapamaz

Deniz sizde ne gibi etkiler bırakır ?
Deniz’in kıpırtısı çok önemli benim için deniz’i çizerken içselleştirip fırçama aktarmak durumundayım, yaşamadan neyi çizebilirsin ki,’’ bu aşk’’ bunu yaşayacaksın .şimdi denizle bağlantım neden ? Deniz kenarlarını neden seçiyorum?. Dağ başında da ev tutup kiralayabilirdim de ,kalabilirdim de.
 Ben denizi görmeliydim şöyle söyleyeyim, bi nehirde olabilir ,
su beni çok rahatlatıyor hiçbir şey yoksa suyun sesini duymak isterim.
Ayvalıkta  tuttuğum evin tam karşısında  tımarhane adası var,öyküsünü sordum.
Burada kafayı oynatanları tımar ederlermiş, çok merak etmiştim’’ bi kayıkla götürün beni parası neyse veririm dedim’’sonra oturdum, bu adanın resmini yaptım. Ve ilk satılan resimlerimden biri oldu ,yani denizle ilişkim hep oldu. yazın denize girmek yerine ,denizi izlemeyi tercih ederim ,kışın girdiğimi biliyorum ,14 yaşındaydım tek başıma adaya gittim.
 O yaşta çocuk gidebilir mi adaya? Gittim, ve nasıl lapa lapa kar yağıyor biliyormusunuz? buna inanamassınız , adada bi arkadaşım var (arkadaşım dedim, dedem yaşında ,Ferhan Tanseli Tiyatro sanatçısı) rahmetli oldu, Kulübesi vardı orada'' ben dedim denize gireceğim. Manyak mısın? Dedi!
kar  yağıyor ‘’iyi ya işte ‘’dedim ve gittim mayomu giydim ve denize girdim denizle örtüştüm‘’insanların yapmadığı şeyleri yapmak bana iyi geliyor’’ denizle örtüştüm; ve iyi ki  yapmışım çok iyi geldi bana,.Yapma denilen eylemler bana iyi geliyor.  
Ezberleri bozarım  ben ! hep bi başkaldırı var .

Zaten sizinde ezber bozan ifadeleriniz bu gibi ürkütücü mekanlarda çalışmayı tercih etmeniz değil mi ?

Evet!Kabus ev benim için evet çok önemli o aralarda müthiş işler çıktı benim dışıma taşan işler çıkardım  buna inanıyorum Olağanüstü!fakat hangi birini anlatayım yer yer korkuyu ele aldım korkuyu görselleştirdim,somutlaştırdım  .insan neden korkar,
Neden korkarım ? resmini yapmak gibi bir şey idi. Hani mutluluğun resmini yapabilirmisiniz ? diyenler‘e aslında bi cevaptı, evet mutsuzluğun da resmi yapılır,yüzü üzgün gözleri dolu bir kız değildi oradaki amaç! farklı şeyler bunlar simgeler ve imgelerdi yani ,
.
Çarpan bir kapıyı düşünün o kapıya ruh vermek gibi bir şey o kapı neden  çarptı? hangi rüzgardı? o kimdi ?o rüzgar neydi ?


İçinizdeki Cehennemi Cennete nasıl çevirirsiniz ?

Önce korkuyu ele alalım .
Bu durumlar aslında korku ile vücut bulur yada çağlardan beri demek daha doğru olur, korku frekansı doğuştan olmaz sonradan kazanılan bir şey olduğunu bilirim ,şimdi şöyle, önce korkuyu somutlaştırırım,şimdi bakıyorum ki o kapılar ya delikse bi paranoya başlıyor orada kendi paranoyanı yaratıyorsun durduk yerde olmuyor,yaratıyorsun ve hayallere dalıyorsun evin bodrumun da şaraphane var; izbe bi mekan, Kadın’’ inme’’ dedi. Bi takım kuyuların olduğu bir yer, yani bana o anda her şey olabilir karanlık bir yer nası l olsa .İnme dediği için indim.'' oraya inme'' ne demek ? Bana ‘’in’’ der gibi geldi . Yapma dediğini yapmak sonra  :)


Siyaseti resminize taşıyor musunuz?

Siyaseti kesinlikle bunun dışında tutmuyorum, siyaset dediğiniz şey gündemin içinde varolan,bugüne ait dünden bugüne taşınan yaşanılan gerçekliktir ,aslında çünkü ben günümde yaşıyorum ve bugünün farkındayım nasıl söyleyeyim’’ bu masalları kaf dağının ardından getirmedim ben’’ hepsi gerçeklik taşıyan masallar bunlar.

Resimlerinizi nasıl yorumlarsınız  ?

Resimler gerçeklik taşımalı, sloganik asla olmamalı bir resim bakın sloganik olduğu zaman öyle bir işlerim ki mesela bir fabrika işçisinin  o dramını işlediğimde onun fabrika işçisi olduğunu anlarsınız. Zaten  imgelerin güçlülüğünden bahsediyorum onlarla oynarım, onları çok yedim yuttum, sindirdim  artık ortaya koyuyorum , ‘’sizden aldığımı yani halktan aldığımı öyle bir yansıtırım ki  o kendini bulur’’ o gerçekliğin içinde  o hayal gibi görünen düş gibi görünen resmin tablonun içersinde muhakkak kendinden bir kesit bulacaktır,her biri farklı bir şey anlatır her birinin bir öyküsü vardır ,içinizden birinin öyküsüdür bu .
Şunu belirtmek isterim'' Ben evrensel bir sanatçıyım''öncelikle bunu ifade etmek gerekliliği buluyorum.

Ama sanatçı evrenselliğe nasıl ulaşır ?Onu da belirtmek istiyorum ,evrenselliği bağlayan zincir nedir?
bunu şöyle açıklayayım,
Ben evrenselliğe nasıl ulaşırım ? Ben nerede yaşıyorum?
Türkiyenin neresinde yaşıyorum?İstanbul’un neresinde?
Bir semtinde. o semtin  adı ne? Beyoğlu.
 Bakın bu kadar indim

-Beyoğlunda ne var?
-Kozmopolit bir yapı var; ilginç bir okadar garip bir mozaik var.
-Dünya halkları nerede dolaşıyor?

İstiklal caddesinde.
beni bilen biliyor zaten ... 

 -Bu bizi neden ilgilendiriyor ? yani özet olarak şunu söylüyorum ,bir sanatçı evrenselliğe ulaşmak istiyorsa; önce yöresel olacak sonra ulusal bakış açısı olacak, yani tamamen Ulusu’nun farkında olan ,toprağının farkında olan,’’ bastığın yer canlı, seni taşıyan yer, burada doğdun yılların burada geçti ,burası sana ekmek verdi ,bu toprağa dikkat !‘’diyorum, yani ulusalcılık anlayışımda bu benim .
Olay çok netlik kazandı şimdi, özet olarak benim geçeceğim katedeceğim 3 yol var,evrenselliğe ulaşma basamakları bunlar yani kendi Ulusumun taşıdığı travma ve kaoslar ama diğer yandan dünya insanının yaşadığı travma ve kaoslar beni çok ilgilendiriyor,’’o yüzden ''Bu resimlerin hiçbiri masal değil’’yani işlenmeden uydurduğum işler de değil işte ne diyeyim.

Afrikada yaşayan bir insanın dramını ben içselleştirebilirim empati gücüm yüksek çünkü bu da doğuştan gelen bir şey sonradan katılan bir şey asla değil ,yapımda hamurumda var olan bir şey ,hani bazı insanlara deriz ya ‘’bu çok duyarsız niye duyarsız acaba bu benimle ilgilenmiyor mu ?Niye ilgilenmiyor ?’’ yok ki onun hamurunda'' ondan bekleme sen yoluna devam et takma  etrafını bu yüzden çok önemli bir olgu  insanın hayatında onu içselleştirmek çok önemli yani orada biri ağlıyorsa kan revan içindeyse ben oraya hakkaten gitmek zorundayım, neresi  olursa olsun bedenen olması hali, yok olsa bile ,yani zihinde.

bir şiirim vardır

Afrikada daha ilk günümdü.
yüreğim tutuştu yangınlarla,
hangi yangınlardı onlar ? bilirmisiniz ?
tarlada kurumuş toprağın üzerinde
çatlak göğsünden
bebeğini emziren annenin 
akan sütleriydi onlar .
                                                            
Ne çok insan gördüm ne çok tarla gördüm ve gördüğüm her şeyde bir tek şey vardı ‘’Yaşamak arzusu ‘’ayakta kalmak yaşamak, yaşamak .

                                              Neriman Oyman




Sergileriniz  de insanların ağladığını biliyorum sizi seviyor peki ''İnsanlar sizde hoşlarına gitmeyen renkler buluyorlar mı?'' yani onlara dokunuyomusunuz istemeden?

Tarih sahnesine bakın, Mevlanayı da sevenler ve bir yandan sevmeyenler de vardı, çok doğal bulabilirler
‘’Anlaşılmayan her şeyde bir yalnızlık vardır çünkü; o anlaşılmadığı için yalnızdır,anlaşıldıkça çoğalırsınız.’’

‘’İçimde dinmek bilmeyen bir başkaldırı var’’ sürekli bir başkaldırı ,o asiydi, o haklarını arayan bir çocuk, o kız çocuğu duruyor bende, dursun 

Kötü anlarınızdan resim çıkarıyormusunuz?
Verimsiz olduğunuz çalışma ortamları oluyor mu ?

Andaki etki ''tokat etkisi'' travmatik bi durum yaratabiliyor, oluyor ama mekan değiştiğinde durumu pozitife çeviriyorum atölyem de ,geçmiş durumu da fırça darbelerime ekleyip,üretmeye devam ediyorum. 


,



7 ocak  2013 Nişantaşın’da
Işık okullarında
''1800 Alem Bir Düş İçinde ''

29 ocak 2013 Moskova’da  ''Masallardaki Şehir''

Şişli Memorial’da 2013 yılı  Nisan ayı boyunca

Sosyal sorumluluk projesi olarak Aziz Nesin Nazım Hikmet sergileri yakın zamanda olacak 

İsterseniz (http://www.nerimanoyman.com/)
adresinden takip  edebilirsiniz